“İngilizcede ‘film izlemeyi severim’ ne demek?” – Dil, Kültür ve İfade Bağlamında Bir İnceleme
Giriş ‑ Tarihçi Bakışıyla Dil ve İfade
Dil, yalnızca iletişim aracımız değil; aynı zamanda kültürün, bireysel tercihlerin ve toplumsal pratiğin bir aynasıdır. Bir tarihçi olarak baktığımda, bir kişinin “I like watching movies” ifadesini kullanması, sadece basit bir beğeniden öte, dinamik bir dilsel tercih ve toplumsal pratikle bağıntılıdır. Bu yazıda “İngilizcede ‑ Türkçedeki karşılığıyla “film izlemeyi severim” ifadesinin İngilizce nasıl kurulduğunu, tarihsel dilsel arka planını ve günümüzde dil‑öğrenimi bağlamındaki akademik tartışmalarıyla birlikte ele alacağız.
İfade ve Çeviri: Basit Görünenin Derinliği
Türkçe’de “film izlemeyi severim” ifadesi, “ben film izlemekten hoşlanırım” ya da “ben film izlemeyi severim” anlamına gelir. Bu ifadenin İngilizce karşılığı genellikle I like watching movies ya da I like to watch movies biçimindedir. “I like to watch movies” gibi bir varyant, “to + fiil” yapısıyla ifade edilirken, “I like watching movies” ise “like + ‑ing form” kullanır. Örneğin, bir çeviri kaynağında “I like to watch movies” ifadesinin Türkçede “film izlemeyi seviyorum” olarak verildiği görülmektedir. [1] Bu tür farklı yapıların seçimi, dilin işlevsel yönünü yansıtır: bir eylemi sevme halinde ‑ing formu ya da to‑infinitive formu tercih edilebilir.
Ancak çeviri sadece sözcüklerin karşılıklarını bulmak değildir; kültürel kodları, öğrenme geçmişini ve dilkültür ilişkilerini de içerir. İngilizcede “I like watching movies” dendiğinde, bireyin sinema, görsel medya ve tercihi üzerine bir ifade kurduğu anlaşılır. Bu ifade, dil öğreniminde ve günlük iletişimde sık kullanılan bir cümledir.
Dil Tarihçesi ve Kültürel Bağlam
Batı’da sinemanın yaygınlaşmasıyla birlikte, “movie watching” yani film izleme etkinliği de toplumsal bir alışkanlık haline geldi. 20. yüzyılın başlarından itibaren sinema, bireysel ve toplumsal zamanın yeniden biçimlenmesinde önemli bir rol oynadı. Bu bağlamda “I like watching movies” gibi ifadeler, yalnızca bir hobi beyanı değil; kültürel tüketim biçiminin de bir göstergesi oldu. Aynı zamanda dil öğreniminde de medya aracılığıyla İngilizce öğrenimi üzerine çalışmalar artış gösterdi. Örneğin sinema ve filmler, dil öğrenimi bağlamında dinleme becerilerini geliştirme için değerlendirilmektedir. [2]
Günümüzde Akademik Tartışmalar: Dil Öğrenimi, Medya ve Tercih İfadesi
Dil‑öğrenimi literatüründe, “medya aracılığıyla öğrenme” veya “ayrı duvar dışı İngilizce” (“extramural English”) kavramları öne çıkmaktadır. [3] Bu bağlamda öğrencilerin kendi tercihleriyle film izleyerek dil öğrenmesi, sadece yabancı dil ediniminde değil, dilsel motivasyon açısından da önem taşır. “I like watching movies” gibi bir ifade kullanmak, öğrenici için hem dilsel hem de kültürel bir tercih bildirimidir.
Akademik araştırmalar, filmler ve diziler aracılığıyla İngilizce öğrenmenin dinleme becerilerine katkıda bulunduğunu göstermektedir. [4] Aynı zamanda, medya içerikleriyle etkileşim, dil öğrenenlerin motivasyonunu artırma potansiyeli taşır. Bu açıdan “film izlemeyi severim” ifadesi, dil öğrenimi bağlamında öğrencinin kendi tercih ve motivasyonunu ifade eden bir araçtır.
Dilbilim açısından bakıldığında ise “like + ‑ing” vs. “like to + infinitive” arasındaki farklar, tercih edilen eylemin alışkanlık mı yoksa tek seferlik mi olduğuna dair nüanslar barındırır. Örneğin “I like watching movies” ifadesi genel bir alışkanlığı işaret edebilirken “I like to watch movies on weekends” gibi bir yapı zaman ya da koşula işaret edebilir.
Pratik Öneriler ve Kullanım Bağlamları
– İngilizce öğrenen biri olarak, film izleme alışkanlığınızı ifade etmek istediğinizde “I like watching movies” ya da “I enjoy watching movies” gibi yapılar güvenle kullanılabilir.
– Bu tür tercih ifadeleri kişisel ilgi, boş zaman aktiviteleri ya da sohbet başlangıcı olarak değerlendirilebilir.
– Dil sınıfında ya da günlük konuşmada film izlemeyi ifade ettiğinizde, ardından “why” (neden) sorusuna yanıt vererek sohbeti genişletebilirsiniz: “I like watching movies because they help me relax and learn new vocabulary.”
– Akademik bağlamda, film izlemenin dil edinimi üzerindeki etkisini araştırırken, bu tür ifadeler öğrenicinin motivasyonu ve alışkanlıklarını ölçmek için bir başlangıç noktası olabilir.
Sonuç olarak, Türkçedeki “film izlemeyi severim” ifadesinin İngilizce karşılığı basit gibi görünse de (“I like watching movies”), dilsel, kültürel ve öğrenimsel açılardan çok boyutlu bir durumu yansıtır. Bu ifade yalnızca bir hobiyi değil, dilin kullanımını, kültürlerarası etkileşimi ve bireysel tercihi dilsel düzeyde ifade etme biçimini içerir. İngilizce öğrenme sürecinde bu tür ifadeleri fark etmek, hem dilbilgisel yapıyı anlamayı kolaylaştırır hem de iletişiminizi zenginleştirir.
—
Sources:
[1]: “I like to watch movies – Translation into Turkish – examples English …”
[2]: “Why Watching Movies in English Can Help You Speak Like a Native”
[3]: “Extramural English”
[4]: “Learning English from Movies: An Exploratory Study”